TAKISIZ İSİM TAMLAMASI
- Yavuz Senyigit
- 30 Nis 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Nis 2022
ilk olarak Tahir Nejat GENCAN tarafından ortaya atıldığı iddia edilen, genellikle sınavlara hazırlık kitaplarında bahsi geçen, akademik temeli olmayan bir kavramdır.
Takısız isim tamlamasına yer veren kitaplarda önceleri “Tamlananın neden yapıldığını, oluştuğunu tamlayan gösteriyorsa buna takısız isim tamlaması denir.” şeklinde bir tanım kullanılırdı, "altın yüzük", "taş duvar" gibi örnekler verilirdi. Yakın dönemde buna “mecazen neden yapıldığı, oluştuğu” ilavesi de yapıldı.
Peki, bu kelime grupları gerçekten isim tamlaması mıdır? Cevabımızı yazımızın başında verelim ve açıklayalım: Hayır. Çünkü bu tamlamalarda tamlayan ile tamlanan arasında isim tamlaması ilişkisi yoktur.
Dilimizde Eski Türkçe Dönemi’nden beri kullanılmakta olan eksiz isim tamlamaları vardır. Ancak bu tamlamaların anlam bakımından yukarıda tanımı verilen takısız isim tamlaması ile benzerliği yoktur.
Çungay Yış (Çungay Ormanı), Ötüken Yış (Ötüken Ormanı), biçin yıl (maymun yılı), çıntan yıgaç (sandal ağacı), Karagan Kısıl (Karagan Vadisi), Karluk bodun (Karluk halkı)
Orhun Yazıtlarında yer alan yukarıdaki örneklere baktığımızda bunların bir şeyin neden yapıldığını ifade etmediğini, anlam olarak belirtisiz isim tamlamalarından bir farkı bulunmadığını söyleyebiliriz.
Yazıtlarda bugün de kullandığımız iyelik ekli isim tamlamalarına da rastlamaktayız: arıg ubutı (savaşmama utancı), ay artukı (ay fazlası, bir aydan fazla), at orukı (at yolu)...
Orhun Yazıtları’ndaki örnekleri değerlendirdiğimizde bir ifadeyi kısaca söyleme, pratikleştirme eğiliminin iyelik ekinin ortadan kalkmasına neden olduğunu düşünebiliriz. Özellikle yer adlarında bu eğilim fazladır.
Günümüzde de “kısaca söyleme, pratikleştirme” olarak ifade ettiğimiz eğilimi canlı olarak takip etmekteyiz. Ürünlerin pazarlanması sırasında iyelik ekinin kaybı sıkça karşılaştığımız bir durumdur.

Eski zamanlardan bir reklam... "1947 modeli" ifadesine dikkat ediniz. Bu, bir isim tamlamasıdır. Bunu sıfat tamlaması olarak düşünmek mümkün değil. Çünkü bunu okuduğumuzda 1947 tane model değil, 1947'ye ait bir model düşünüyoruz. İsim tamlamalarındaki bu aitlik anlamını tamlamanın sonundaki iyelik eki veriyor. Yani biz bugün "2022 model" diyerek iyelik ekini düşürdüğümüzde tamlamanın yapısını bozmuş oluyoruz.
80'li yıllarda “oduncu gömleği” adı verilen bir ürün piyasaya çıkmıştı. Şimdi bu ürün mağazlarda “oduncu gömlek” etiketi ile satılmaktadır. Aynı şekilde “bayan kazak”, “çocuk pantolon” gibi iyelik eki kaybına uğramış birçok isim tamlaması örneğine rastlamaktayız. “Edirnekapı”, “Mardinkapı”, “Dağkapı”, “Arnavutköy”, “Kadıköy” gibi birçok yer adında aynı olayı görmekteyiz.
“Eskiden de eksiz isim tamlamaları vardı.” düşüncesine dayanarak bir şeyin neden yapıldığını gösteren kelime gruplarına isim tamlaması demenin yanlış olduğunu bu şekilde ortaya koyduktan sonra bunların adını koyma meselesine geçebiliriz.
Peki, demir kapı, kâğıt bardak, plastik tabak gibi kelime grupları isim tamlaması değilse ya nedir? Yine cevabımızı peşinen verelim: Sıfat tamlamasıdır.
Şimdi yanılgının doğduğu yere değinelim: demir, kâğıt, plastik gibi kelimeler sözlükte isim olarak geçiyorsa bunları nasıl sıfat olarak kabul edeceğiz?
Demir kapı örneğinden ilerleyelim. Biz bunu “demirden yapılmış kapı” şeklinde ve yine aynı anlamda genişletebiliriz. İster akademik eserlere bakın ister sınavlara hazırlık için yazılmış, araştırmadan yoksun kitaplara bakın... Herkese göre buradaki “yapılmış” kelimesi sıfat-fiildir ve yine herkese göre “demirden yapılmış kapı” sıfat tamlamasıdır. Şimdi yanılgıyı düzeltelim. Bu örnekte “demir”sadece sözlükteki birinci anlamıyla “bir tür element” değil, “bir tür elementten yapılmış” anlamında, sıfat olarak kullanılmaktadır.
Sonuç olarak "varlığın neden yapıldığını veya oluştuğunu gösteren" bu eksiz kelime grubuna isim tamlaması demek mümkün değildir. Bu kelime grupları hem biçim hem de anlam özellikleri bakımından sıfat tamlamasıdır.
Yavuz ŞENYİĞİT
Comments